25 Ekim 2014 Cumartesi

içilesi şerefine



Bir rakı masasındayım,hiç tanımadığım insanlar ...
beyaz örtülü bir masa,sek rakının renginden. ince ama uzun bi masa , ya da öylee görüyorum .
bir başında ben oturuyorum,karanlıktan diğer baştakini göremiyorum. ışıldayan tek şey rakı bardağı,gözümü alırcasına.
hiç tanımadığım insanlar la aşk üzerine konuşuyorum, herkes aşk için birşeyler söylüyor,belki aşktan ziyade yaşanmışlıkları ,onları üzüp giden kişileri konuşuyor,bilemiyorum.yüzleri seçemiyorum.yeni rakı yazısını daha net okuyorum.Belki de soldan üçüncü sandalyede oturan eskilerden birisi ,bilemiyorum.
öyle güzel ki dinlemek,her kadehi kaldırışında şerefine derken  bardakların ışıltısı,ama öyle kötü ki o masa da herkesin yalnız oluşu,içinin deli gibi acıyışı,,,

biraz zaman geçiyor , zaman geçtikçe yüzler ortaya çıkıyor,tabi bir kişiden dört beş tane görmesi de cabası.masadan kalkanlar oluyor,aralarında anlaşıp ant için kalkanlar,
sen benim ol,ben senin olim, unutalım herşeyi nidalarıyla kalkanlar,hiç birbirlerini görmemiş insanlar rakı masasından belki de ömür boyu mutlu olmak üzere kalkıyorlar,belki de sabahında yaşacakları pişmanlıkları bilmeden,,,

zaman geçtikce oturanlar mı çoğalıyor?

geçmişe yolculuk başlıyor,pişmanlıklar kafana böle zaman da daha da acıtarak vuruyor,çalan şarkılar destekliyor,tam destek ,,,

pişmanlıklar çok,doğrular yok gibi...


hayata geç başlamak , bir yerlerden yukarı çıkmak isteği,birisinin hep eteğinden aşağı çekmesi...

masa da nerdeyse kimse kalmadı gibi.... tam karşımdaki ve ben ,,,

o da ben gibi ,,,

yalnız ve çok canı yanmış...

bardağını kaldırdı , şerefe der gibi , koyu kahve saçları , , ,

içilesi şerefine ,içmiş niyetine diyelim...

....